Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde “Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansı”na katıldı. Başkan Erdoğan Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara ile ayaküstü görüştü.
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde “Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansı”na katıldı.
Erdoğan Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara ve Katar Emiri Al Sani ile ayaküstü görüştü
MİKROFON KRİZİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa ve Suudi Arabistan öncülüğünde düzenlenen Birleşmiş Milletler bünyesinde Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans’ta konuştu.
Birleşmiş Milletler’deki konuşması sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mikrofonu kapandı. Yaklaşık 1, 1.5 dakikalık bir sessizlik yaşandı. Bunun teknik bir arıza mı yoksa bilinçli mi yapıldığına ilişkin henüz net bir bilgiye ulaşılmadı. Mikrofon krizinin nedeni ise sabotaj ihtimalini akıllara getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının kesilmesine bir diğer gerekçe de, konuşmacılara tanınan 5 dakikalık süre sınırının aşılması gösterildi. Süre dolduğunda mikrofonların otomatik olarak kapatıldığı öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin Devleti’ni tanıma kararı alan ülkeleri tebrik ediyorum. Bu adım ve girişimlerin iki devletli çözümün hayata geçirilmesini hızlandırmasını diliyorum.” dedi.
Erdoğan, “Gazze’deki katliam tüm şiddetiyle sürüyor. Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez, dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu da bir gerçek ki bugün Filistin davası artık dünyaya mal olmuştur.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, “Netanyahu hükümetinin amacı, Filistin Devleti’nin kurulmasını imkansız hale getirmek, Filistin halkını da mümkün olduğunca göçe zorlamaktır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin de olduğu bir grup ülkenin Filistin Devleti’ni tanıma kararı alması son derece önemli, tarihi bir karardır.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Holokost zulmüyle kökü kazınmak istenen bir toplumu yöneten Netanyahu hükümeti, aynı toprağı, suyu paylaştığı binlerce yıllık komşularına soykırım uyguluyor. Uluslararası toplum, Batı Şeria’daki yayılmacılığı, Doğu Kudüs’teki oldu bittileri ve bölgede istikrarsızlığı yayma girişimlerini durdurmak zorundadır. Derinleşen işgal ve ilhak politikalarının hedefi açıktır. İki devletli çözüm vizyonunu öldürmek, Filistin halkını sürgün etmek. Buna asla izin verilemez. Artık ateşkesin ilanı, Gazze’ye insani yardımların engelsiz şekilde girişinin sağlanması ve İsrail’in Gazze’den güçlerini çekmesi gerekiyor.”
DEV ŞİRKETLERLE TOPLANTI YAPTI
New York Türkevi’nde düzenlenen 17. Türkiye Yatırım Konferansı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla tarihi bir buluşmaya sahne oldu. Sn. Erdoğan’a TAİK Başkanı Murat Özyeğin ve DEİK Başkanı Nail Olpak ve bakanlar eşlik etti. Mastercard, JP Morgan, Uber, Ford, Boeing, Amazon, Lockheed Martin, Citi Group, GE Aerospace, Carrier, IBM, Netflix, P&G ve 20’den fazla Amerikan şirketinin karar vericileriyle aynı masadaydı. Türkiye’nin yatırım potansiyeli, finans, teknoloji, savunma ve enerji gibi stratejik sektörlerde iş birliği başlıkları görüşüldü.
MACRON FİLİSTİN DEVLETİNİ TANIDI
Öte yandan BM zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Filstin Devleti’ni tanıdıklarını açıkladı.
BM Genel Kurulu’nda düzenlenen Filistin Zirvesi’nde konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Filistinliler için devlet sözü tutulmadı. Filistin devletini tanımak için daha fazla bekleyemeyiz. Hepimizi tarihimizle birlikte bunu takip ettik. Fransa bugün Filistin devletini tanımaktadır ” dedi.
Macron konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Filistinliler için devlet sözü tutulmadı. Filistin devletini tanımak için daha fazla bekleyemeyiz. Hepimizi tarihimizle birlikte bunu takip ettik. Ancak hakikat şu ki: Hepimizin bir sorumluluğu var. 7 Ekim’de İsrail halkının tarihindeki en kötü terör saldırısında gördük. Bu katliamın içinde bulunan herkesin eylemleri tüm dünyayı şaşırttı.
Binlerce insan yerinden edilmiş durumda Gazze’de. Hamas zayıflatılmış olmasına rağmen insanlar ölmeye devam ediyor. Hayatları kurtarmak için ateşkesi sağlamalıyız. Bunu binlerce Filistinlinin hayatı için ve İsrailli esirler için yapmalıyız. Neredeyse 2 yıl oldu. Başkalarının insanlığını kurban etmek kabul edilemez.
Bizim yeniden gözlerimizi açıp insan yüzlerini görüp savaşın düşmanın maskesini indirmesi gerekiyor. Hem Filistinliler hem İsrailliler yalnızlık içinde yaşıyorlar. Zaman artık geldi. Çünkü en kötü şeyler geçmiş durumda değil. Filistinlilerin Mısır’a sürülmesi ya da Batı Şeria’nın ilhak edilmesi.. bunlar bugün bu odada barışın yolunu açmamızın gerekliliklerini oluşturuyor. İbrahim anlaşmalarına uyulmazsa Orta Doğu’da uzun süre barış olmaz. Filistin’de iki devletli çözümü savunmalıyız. Artık zamanı geldi. İsrailliler ve Filistinliler arasında barış sağlanmakta. Bu nedenle Fransa bugün Filistin devletini tanımaktadır. Filistinlilerin meşru haklarının tanınması İsraillilerin hiçbir hakkını elinden almamakta.”
EMİNE ERDOĞAN’DAN BM’de Aile Zirvesi
Birleşmiş Milletler Genel Merkezinde düzenlenen “Birlikte Daha İyiye: Aileden Başlayan Küresel Dayanışma” etkinliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
Sayın Emine Erdogan Hanımefendi’nin teşrifleriyle, “Birlikte Daha İyiye: Aileden Başlayan Küresel Dayanışma” etkinliğimizi Birleşmiş Milletler Genel Merkezinde gerçekleştirdik.
Aile; insani değerlerin öğrenildiği, yaşatıldığı ve geleceğe taşındığı en evrensel kurumdur. Küresel tehditler karşısında aileleri korumak, çocuklara güvenli alanlar sağlamak ve her platformda #AileYılı vizyonumuzu dile getirmek için çalışmaya devam edeceğiz.
Bu anlayışla, “Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi” ile çocuklarımız için daha güvenli bir dijital geleceğin inşasına Türkiye olarak öncülük ediyoruz. Evrensel bir mutabakatla çocuklarımızı korumak için çıktığımız bu yolda, tüm ülkeleri bu çağrıya katılmaya davet ediyoruz.
Birlikte hareket ederek, ailede filizlenen dayanışmayı küresel ölçeğe taşıyacağımıza gönülden inanıyorum.